Bu kadarını yapabiliyorum cümlesini kabul ettiğimden beri kendimi bir kuş kadar hafiflemiş hissediyorum.
Herkesin elemine koşarken nefes nefese kalmış buldum kendimi,durdum dinlendim koşmalar adımlara bıraktı kendini..
Başkalarına bu kadar odaklanınca insan kendini unutuyor.Halbuki aynada bir yüzüm içimde coşup duran bir enerji varmış.Üzerini örtmekten,kendimi halıların altına süpürmekten çıkaramaz olmuşum kafamı dünyaya.
Böyle tarif edebilirim evet..Diğerleriyle fazlasıyla meşgul olmak, kendini halının altını süpürmek gibi..Silkelemek lazım silkelenmek lazım..
Hep bir sonraki adım…
Adımlarım doğru mu ,yanlış bir yöne gider miyim gittiğim yollarda ne kadar eleştirilirim kaç ayıplayan göz, onaylamayan kaç bakış geçer üzerimden..
Her şeyin en iyisini yapmak , mükemmeli aramak o kadar yorucu ve imkansız bir durum ki..Oysa hatalarımız,yanlışlarımız bu hayattan aldığımız dersler her biri bir deneyim..yaşamak birilerinin doğrulama butonu olabilir mi?
Bu onay alma konusu ağzımızdan çıkaramadığımız hayır cevapları, herkesin iyi olmasını isteme düşüncesi bizleri iyi bir insan yapmıyor.Hayır dediğimizde kötü bir insan olmadığımız gibi..Kimler öğretti ya da nasıl öğrendik bilemiyorum ama hayır dediğimizde yüzümüze kapanacak kapılar varmış ,çevremizden eksilecek nefesler varmış gibi hissediyor insan.Size de böyle oluyor mu?
Kendi yaşamımdan taviz vermeyi artık vücudumdan bir parçam eksiliyormuş gibi görüyorum ve bu düşünce beni dehşete düşürüyor.
Kalbimin kapıları herkese açık sınırları doğrultusunda.Öyle bir sınırım var ki artık ben istemedikçe kimseler aşamaz.Bu gücü kendimde bulmak için çok koştum çok yoruldum ,düştüm kalktım öğrendim.En sevdiğim şey öğrendiklerimi uygularken hissettiğim özgürlüğün tadına kavuşmak oldu.
Bu özgürlüğün yalın ayak kırlarda koşmak,çiçek bahçelerinde her birinin kokusunu içine çekmek, denizin üzerinde güneşin bütün vücuduna değdiğini hissetmek gibi harika deneyimlemeleri var..Buna inanın ve güvenin omuzlarınızdaki yüklerden kurtulun isterim.
Atılacak güzel adımlarımız olsun.