Kategoriler
Uncategorized

Neler oluyor?

Bir şeyler oldu..Böyle boğaz yanması gibi bir şey..Eskiden olsa geçer dersin bir nane limona bakar işin ama sorumlu olduğun insanlar var devir başka öksürmeye korkuyor insan..

Gittim testi verdim..Öyle bir garip durum var ki dünya salgından kırılıyor insan bana gelmez diyor..test sonucumu işte bu düşüncelerle bekledim..Saçımı düzleştirdim ojelerimi sürdüm bekledim..

Pozitif..ilk şok şimdi ne olacak hangi semptomlar gösterilecek ben hangi senaryoyu yaşayacağım?O kadar benzer ama bir o kadar da farklı seyrediyor ki bu hastalık inanın anlam vermek mümkün değil..

Bu süreçte çevremde covid-19 a yakalananların sayısı inanılmaz arttı.O sırada hepimiz deneyimlerimizi paylaştığımız için cidden herkeste farklı seyrettiğini yakınen gözlemledik.

Normalde benim kronikleşmiş bir öksürüğüm var ,migrenim var belim de fıtık var her daim tutulur ve eklem ağrısı genel olarak yaşadığım bir problemdir.Kendimde bu belirtileri görüp teste gitmem olası değil..Ama insan bir şekilde şüpheleniyor işte.

Benden bir gün sonra eşimin de pozitif çıkması ikimizde de öksürük dışında bir şey olmaması bizim iyi senaryomuz.

Çok dikkat ettiğimiz halde maske ,mesafe,hijyen bu günlere geldik.Corona’nın seneidevriyesinde yakalanmamız olasıydı bu nereden kapıldı sorgulamalarını gereksiz görüyorum ve asla peşine düşmüyorum.

Her yerden olabilir..Sürecin bir yılını devirdik ve inanın ayakta kalmak için birilerini görmek ,kendin  için bir şeyler yapma gereksinimini hissetmek kadar doğal bir şey olamaz.Çünkü makine değiliz maksimum bu kadar makineleşebiliriz.Birini hesapsızca eleştirerek,sorgulayarak..

O günden sonra ilaç süreçleri vitamin süreçleri gerekli bilgilendirmelerin yapılması belli bir düzen var bu şekilde geçiyor.Kendimizi iyi hissettik biz dediğim gibi belki en hafif atlatanlardan olduk ama psikoloji kısmı ve hastalığın 5. Günü..

Sabah uyandığımda bir öksürük krizi üzerine devasa bir halsizlikle en büyük korkumu yaşadığım gün..öksürüğü zencefil, zerdeçal ,bal üçlüsüyle ciddi anlamda hallettik..Ruhumun ve bedenin yorgunluğunu nasıl hallederiz bilmem..

Temizlenecek evin de derdine düşüyor insan ,yapılacak yemeğinde ..çünkü beslenmek önemli.Bir de çocuklar var yemek yemeli,oyun oynamalı.Belki bu süreçte tv açıp ekranla bırakabilirdim ama gücümün yettiği yere kadar  kendimi zorlayabilirim.

Bu öyle bir hastalıkki ne anneniz gelebilir ne babanız kimse yardım edemez..Buna rağmen çocuklarımı alıp bakmayı teklif eden yüce gönüllü arkadaşlarım ,kuzenlerim oldu..Sanırım en çok duygulandığım ve kendimi yalnız hissetmediğim zaman dilimi buydu..

Bu korunma işinin içine girdiğiniz de burnunuzu dışarı çıkarmamanız gerek bunu anladım ama yapılası mı bilemedim.

Rehavete kapılmayın diyor uzmanlar nedir bu rehavet..Kimdir yenir mi içilir mi bir yaraya merhem olur mu?

Tüm bu süreci anlatırken en önemli şey psikoloji..Beni bu gerginlikten kurtaran kızların bir gülümsemesi, okuduğumuz kitaplar, eşimin çabası🤍

Kötü senaryoları düşünmeyin, kendinize bedeninize iyi gelecek beslenme öğünlerini tercih edin, süreci konuşmak istemiyorsanız kimseye söylemeyin..

Şimdi hastanelerin doluluk oranını ,nefes alamayan hastaları ,bir yıldır okula gidemeyen çocukları düşünüyorum sonra kimseye zararımız dokunmasın diye hemen gidip test vermemi ,diğer yandan kongreleri görüyorum maskesiz otobüste neyin sevincini yaşadığını anlayamadığımız teyzeleri ,her gün sosyal medyada maske mesafe uyarıları mesajı atan bir sağlık bakanı ve kongrelere tebrik eden bir sağlık bakanı aynı kişi mi diyor insan bilemiyorum aklı olanın düşünebileceği şeyler bunlar.

Toplum sağlığı için kapatılan restoranlarla tıka basa dolu kongreler arasında sıkışmış bir insanoğlu olduk. Biz  yine de maske, mesafe ve hijyenle kaldığımız yerden devam..Haydi bakalım

Kategoriler
Uncategorized

Kendimce

Ah hayat nasıl uzun bir yol..

Yürüyoruz bir zamandır..

Nerede biter ,nasıl sonlanır bilmeden..

Bilseydim bitiş zamanını süresine değil ,nasıl geçirmişim ona bakardım.Kaç kişinin gönlünde yer almışım, neleri ıskalamışım neleri on ikiden vurmuşum ..

Hangi tercihlerimle yargılandım, kaç kişiye kullanabileceğim basit kelimeleri kullanamadım, çözümsüz ilişkilerde kaç göz yaşı akıttım..

Tek tek hesaplaması zor ama hiçbir şey için geç değil..Bunu öğrendim.

İnsanlara hayır demeyi öğrendikten sonra nasıl kaybedersin bunu iyi öğrendim mesela.Hayır dersen giderler, kalanlarla yoluma devam ettim..

Yolunda engel görünce korkma, korktuğunu anlattığında daha da üzerine geldiklerini öğrendim..

Kendinde eksik gördüğünü söylediğinde diğer eksileri de üzerine ekleyenleri gördüm şaşırdım ama belli etmeden yoluma döndüm..

Yoluma  çabuk dönerim..En çok bunu severim kendimde.Öğrendiğini uygulamak yaptığım en iyi şey!Bak kendimle övünmeyi öğrendim.

Benim çok iyi kötü gün dostlarım var mesela onlara daha da sıkı sarıldım..Kaybetmemek için özverili olmak gerek bunu kendime pusula bildim.

En güzel kitapları okudum sevdiğim  cümlelerin altını çize çize..en sevdiğim zamanlara yolculuk ede ede ..

Güzel güldüm ve güzel ağladım..hakkını vere vere..

Kızlarımla yeniden doğdum, yeniden yürüdüm onların gözleriyle  baktım çevreme baya çocuk oldum.

Yazdım..Eleştirdim, isyan ettim çok kavga ettim çok önüme gelenle didiştim..Sonra kavgamdan döndüm sakinleştim..

Anladım ki sükunetle izahım daha kolaymış sessizleştim..

Geçmişle görülmemiş birkaç hesap vardı..hallettim geldim..Bir bilseniz ben nasıl affetmeyi öğrendim..Affedince yüklerimden kurtuldum içimden bir şarkı tutturdum.

Dünya yansa benden bilirdim ,kendimi sevmeyi öğrendim..

Ne diyelim rüzgar kırmıştı dalımı ,kırılan yerlerimden çiçekler verdim..

Herkesin yolu kendine özel ,yeter ki sev kendini hayat sana da mutlaka güler. 

Kategoriler
Uncategorized

Kadın Olmak

Ne olmak istediğimle değil yalnızca kadın olmamla ilgileniliyor!Kadın olmanın üzerimizde yarattığı sinir bozucu bir baskı var ve bunu kadın kadına da çok yapıyoruz.

Kadın ayakları üzerinde durmalı mutlaka bir işte çalışmalı, kolunda altın bileziği olmalı..Sahalara çıkmalı ,çalışmalı üretmeli aynı zamanda çocuklarına bakmalı, mutfakta iyi yemek yapmalı ,ev tertemiz olmalı bunun yanısıra işe gitmeli çalışmalı tırnaklarıyla kazımalı bu hayatı..

Mühendis ,doktor,ceo,taksi şoförü her yerde görmeli iş hayatına kazandırmalıyız.

Evde olanları unutmalıyız ama..öyle mi?

Bir kadın çalışmayı tercih etmeyip evde çocuklarıyla ilgilenmeyi seçtiğinde “oo sen de iyice ev hanımına bağladın” diye üzmeliyiz, üstün görmeliyiz kendimizi bir kadın olarak hem de..

Erkeklerin kadınlara uyguladığı şiddetin bu denli farkındayız peki kadının kadına yaptığı bu psikolojik şiddete; bu farkındalığı kim kazandıracak?

Normal doğum yapanı sezeryan tercih edene ,erkek annesi kız annesine ,anne olanı olamayana ya da olmak istemeyene ,kurumsal hayatta olanı ev kadınına ,bakımlısı bakımını biraz düşük gördüğüne bu imalı bakışlar tatlım sen de çalışsan hayata karışsan önerileriyle söz de iyi olanlar ahh kadınlar yapmayın bunu birbirinize..

Kadın olmanın üzerine yüklediğiniz bu sıfatlardan sorumluluklardan yorulmadınız mı?

Birbirimize destek olmak varken en ufak bir başarı gördüğümüzde eleştirel tavrımızla üzerine gitmeye, kendimizin hayata atılmak için göze alıp atamadığı adımları bir başkası attığında verdiğimiz tepkilerimizle destek değil köstek oluyoruz..

Sadece insan olarak değerlendirilmek yerine hep bir yerlere tutundurulmaya çalışılan bir durum oldu kadınlık.

Bunu birbirimizin gözlerinin içine baka baka yaptık üstelik.

Mini eteğine tutulduk giymeyi tercih etmeyenler olarak ,örtüsüne takıldık aynı ortamda kalmayı kaldıramayacak kadar.. İşine, mesleğine, tercihlerine ,anneliğine kadar biz de çok eleştirdik birbirimizi destek olmalıyken yan yana yürümeliyken farklı yönlere kapıldık.

Bir kadın olarak iş hayatında ,okul hayatında ev hayatında yaşadıklarımız bu denli zorken, sırtımıza sürekli yükler yüklenirken ,takılan sıfatlar, zorunlu kılınan kariyerler çevrelemişken dört bir yanımızı; bir olmalı , biz olmalı ,birbirimizin sesi olmalıyız.

Bütün kadınların gönül kırıklıklarına karışan gözyaşları aynı..

Biraz da biz acıtmayalım birbirimizi..

Kategoriler
Uncategorized

Kadın

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!

Olsun tabii..

Çocuğunun  gözleri önünde öldürülesiye dövülen bir kadının günü kutlu olsun..Bindiği minibüste şoför tarafından taciz edilip öldürülen, erkek arkadaşı tarafından vücudu parçalara ayrılıp bir konteynera atılan genç kızın ,yine çocuğunun yanında boynu kesilen bir annenin ,bıçaklanan taciz edilen dövülen yine taciz edilen yine bıçaklanan yine dövülen döngünün asla bozulmadığı, bu hikayede sadece isimlerin değiştiği ama sonların asla değişmediği canım kadınların günü kutlu olsun..

Her türlü mobbinge uğrayan ,gücü küçümsenen verilecek terfilerinde karşılarına anne olabilirsin engelini koyan ama her 8 martta onları çiçeklerle karşılayan saygıdeğer kurumsal işyerlerinde çalışan güçlü kadınların günü kutlu olsun..

Giydikleri mini etekle,topuklu ayakkabısının çıkarttığı sesle ,gece vakti sokakta yürümesiyle yaşı farketmez on yaş,beş yaş,seksen yaş ya mutlaka erkekleri etkisine alabildiği düşünülen kadınların,obje olarak görülmekten kurtulamayan kadınların,boşansa da eski kocasından kurtulamayan kadınların günü kutlu olsun..

Biz kadınlar nasıl bir canlıyız ki sığdıramadınız bizi dünyanıza.Sapkınlıklarınıza,egolarınıza,öfke kontrollerinize sevgisizliğinize kadınları alet edemezsiniz.

Sokakta ,evde iş yerinde eğitimlisi eğitimsizi farketmiyor psikolojik ,fizyolojik şiddetin hiçbir türünden kurtulamıyor kadınlar.

Bi sus kadın!

Saçı uzun aklı kısa kadın!

O saatte orada ne işin vardı kadın!

Mini eteği de giymeseydin kadın!

Ahh o kadın seni doğurmasaydı keşke..Olmasaydın ,nefes almasaydın..

Kutlayın kutlayabildiğiniz kadar gün kadınlar dışında herkesin!