Kategoriler
Uncategorized

Denge

Her gecenin bir yıldızı, her sabahın bir güneşi olmuyor mu?Kuşlar mesela her mevsim göç edip sonra yuvasına dönmüyor mu,ağaçlar var inkar edebilir miyiz yapraklarını döküp tekrar açmıyor mu?

Doğanın muhteşem dengesine şahit olurken her şeyi yöneten bir zaman kavramı var sizleri de dehşete düşürmüyor mu?

Her geçen zaman diliminde dehşete düşüyorum.Her durum her olay bir süre geçtikten sonra değerini ,o günkü etkisini kaybederken bir yaşam akıp gidiyor ellerimizden.

Bir göz kırpma aralığında yaşayıp gitmişiz gibi, bir solukta her şeyi tüketmişiz gibi..

İnsan bu tükenişte aklını mı korumalı ,kalbini mi..Hepsinin cevabı bir dengede kalabilme olayı sanki.

Uçlarda yaşamayı bir tutam azalttıktan sonra arkası geliyor. Öfke, kızgınlık ,hırs..aşırılıktan başka hiçbir şey ifade etmiyor.

Başarıyı aşırı hırsla zehirlemeyince yaptığın işin tadı kalıyor damağında..Kızgınlık bir nefes alışverişiyle öfkeyi yeniyor ve buna dengelenmek deniyor.

Bazı kavramlar iyi ki var bir durmak, bakmak dinlemek gerekiyor.Kendini yoklamaya aldığın zamanlarda düşünmene sebep oluyor.

Koşmaya daha ilkokul çağından başlayan sınavdan sınava ,mülakattan mülakata koşan neslin çocukları olarak hep bir yerlere bir şeylere yetişmeye çalışan insanlar olduk.Bu koşuşturmada kendimizi dinlemeyi,kendimiz gibi olmayı nasıl unuttuk?

Bu düzende hep bir sonraki adımı hesaplatmayı öğrettiler, gittiğimiz terapistler ise anda kalmayı..

Haydi ayıklama zamanı şimdi pirincin taşını.

Ne diyor Ahmet Haşim;

“Sular sarardı yüzün perde perde solmakta

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta”

Zaman insana; aradığını bulmayı,bulduğun anda kaybetmeyi ve her kaybedişin ardından sabırla beklemeyi öğretiyor.İyi bir öğretmen gibi..Öğretmene saygı, kendimize sevgiyle..

Kategoriler
Uncategorized

Yol..

Bir zaman evvel bir yürüyüşe çıktım.Kendimle selamlaştım, birkaç eşe dosta el uzattım..Ağırmış yüklerim vedalaştım.Kimilerini yolun kıyısında aşağılara yuvarladım ,kimilerini aldım cebime koydum arada sırada baktım, ölçtüm ,biçtim tarttım affettikçe hafifledim güzelce bir kenara bıraktım.

Ağır gelen düşünceler insana gün içinde yaptığı işler, çalıştığı kurumlar değil..Geçmiş hesaplaşması,gönül kırgınlıkları ,hatalar, kızgınlıklar terkedilmişlikler ,çocukluk travmaları..

Hepsi bilmeden o denli kalıyor ki bilinç altımızda en umulmadık yerde bir cümlede ,burnumuza gelen bir kokuda  çıkıyor gün ışığına..

Önce yeni doğmuş bir bebek gibi ağlar olup haline ,yeniden emeklemeyi öğrenmek gibi su içmeye ilk defa başlamak gibi yolun başı sonu belli değil gelişine vurmak gibi..

Haklıyı haksızı aramadan ,suçlamadan kimseyi özüne dönerek ,durgun bir suda yüzer gibi bırakmak kendini yaşamaya..

Kendini yaşamaya bırakmanın tadına  varınca bir kere, ah ne anlamlı yürüdüğün yollar ,okuduğun cümleler. 

Bir sebep sonuc ilişkisi hayat..yaşarken göremediğimiz görsek de kafamızı çevirdiğimiz bir alem..Bu alemde iyiye evrilmek bir tercih değil gereklilik..

Yaşadığımız bir an ve farkına varmadan ezip geçtiğimiz ,ayaklar altında bıraktığımız ,bir cümlemizle kimleri uykusuz bıraktığımızın farkında mıyız?

Söz de iyi insan öğüt veren insan olma çizgisinde hep bir bilirkişi ilan edip kendimizi can yakıcı oluyoruz.İşte farkındalık bundan önemli.Senin öğüdün benim kalbime batan bir can kırığı olabilir bununla yaşamayı öğrenirken ne kadar kanadığımı tahmin bile edemeyebilirsin..

Bu kırgınlıklar ,ön yargılar ,bilir kişi hallerinde isteğim aynalara bakmak.Biraz empati kurmak.Empati yeteneğimizi geliştirdiğimizde olaylara nasıl farklı pencerelerden bakabildiğimizi görünce değişim başlayacak.Bu değişim güzel bir dönüşüme bırakacak kendini..Tahammül seviyesinde ki değişimle gelişim tamamlanacak belkide..

Uzun ve güzel bir yürüyüş ardından ses veriyorum;

Hayat bir kere!Yargını ağırdan ,sevgini yürekten al..